30. Hafta - Eski dostlarla bir arada :)

30 Haftamız Bitti:)

15-20 derken zaman ne çabuk geçmiş de 30'lu haftalara gelmişiz?? Artık resmi olarak 30 haftamı doldurmuş bulunmaktayım ve daha bir ciddi hissediyorum sanki kendimi:) Son doktor kontrolüme gittiğimde asistan kızların "30'u geçtin mi?" diye sorması aklımda kalmış olacak ki, iyice havaya girmiş durumdayım!

Haftanın başında doktor kontrolümüz vardı, onu zaten ayrıca yazmıştım.. Sonrasında yine programlı bir hafta geçirdim.. Öncelikle ne zamandır aklımızda olan, iş yerinde depoya kaldırdığımız Park yatak ve ana kucağını eve getirdik, Güzelce yıkayıp kurduk yatak odamıza.. En azından odada yatağın varlığına alışmak için iyi oldu :)
"Rambo" babamız iş başında:D

Yeni yerine alışan park yatağımız

Bolca zaman geçireceğimiz ana kucağı

 Çarşamba günü eski patronum Emel Hanım'ı ve bebeği Berk'i görmeye gittik:) Evin kokusu hemen değişmiş, kendi dünyasını yaratmış bile küçük adam Berk:) Abisi Mert de artık daha bir büyümüş geldi gözümüze.

Eski Gymboree Ekibi Bebek Ziyaretinde:)

Perşembe günü ise tam bir nostalji günüydü benim için :) En son Lisede gördüğüm, en yakın arkadaşlarımdan Cansu ile buluştuk.. Hem de 12 yıl aradan sonra ilk kez:) Kişiler aynı ama hayatlar değişmiş tabii, büyümüşüz artık:) İkimiz de evliyiz, onun 2 çocuğu var, benimki yolda..Tekrar görüşmek çok iyi geldi, en güzeli de hiç ara vermemiş gibi olabilmemizdi.. Cansu gelirken yanında Mercan için özel yaptırdığı yastığı da getirmiş, çok beğendim. El boyaması ve özel tasarım yapılmış.. İnşallah bol bol uyur benim kızım :)
"Hiç sanmıyorum ama" :)

12 yıl aradan sonra ilk görüşme :)


Tabi bunun öncesinde bu Perşembenin bir sabahı vardı ki, kolay kolay unutamam herhalde.. Sabah 5'e doğru çığlıklarla sol bacağıma giren kramp ile uyandım.. Diğerleri gibi değildi, beni baya ağlatı bu sefer:( Normalde hep kramp girecek gibi kaslarım gerilir, ben onu bir şekilde düzeltebilirdim.. Ama bu sefer ne yapsam daha beter oldu, çaresiz bir şekilde geçmesini bekledim bağıra çağıra.. O gün işe de gitmeyecektim Cansu ile buluşacağım için.. Ama yataktan kalkmam pek kolay olmadı.. Ayağımın üzerine bir süre basamadım.. Sonrasında İnci'yi okulda bekleyen yengemin yanına zar zor yürüyerek gittim, çarşıda biraz dolaştık.. Yürüdükçe ve kaslarım ısındıkça ağrım biraz hafifledi.. Hemen eczaneden Magnezyum aldım tabii..Tekrar aynı şeyi yaşamayı hiç istemem:(

Sabaha karşı giren kramp ve sonucunda yataktan kalkamayan ben:(

Cuma günü ise bacağım çok daha kötüleşti, üzerine hiç basamadım o gün..Zaten bir yere de gitmedik; Abim yine İzmir'e gitti, biz ise yengem ve çocukların yanına.. Hafta sonumuzu da çoğunlukla birlikte geçirdik.. Cumartesi günü Murat'ın programı öncesinde yine Neomarin'e gittik.. İnci ve Bora'nın deyimiyle onları "jetonlara" götürmek için:) Cumartesi gecesi bizde kaldılar, Pazar günü de birlikte kahvaltı ettik.. Bora bu arada Mercan'ı da beslemeyi unutmadı tabii:D Çubuk krakerleri göbek deliğimden sokmaya çalışarak...! :) Bir ara gerçekten yapacak diye korkmadım değil =)

Yengemin yeni telefonuyla ilk çekimlerimiz:)

3 kişi bir kumpiri anca bitiriyoruz biz:)
Bora abisi kızımı beslerken :D




Enişte ile müzik =)


 Pazar günü Kuzey için yaptığım kapı süsünü teslim etmek için Nişantaşı'na doğru yola çıktık.. Araba ile gitmek istemedik, toplu taşıma daha rahat olur diye ama sağolsun 17B bizi yarım saat bekletip bir de önümüzde durmadan geçince biraz pişman olduk tabii:) Yolculuğun sonrası rahattı.. Metro, vapur ve toplamda 5 km'lik bir yürüyüş :) Beşiktaş'a indikten sonra ne zorum varsa yürüyerek gitmek istedim Nişantaşı'na:) Önce çok sevdiğimiz "Balkan Restoran" da yemek yedik, sonra başladık yokuş yukarı çıkmaya.. 1,5 km sonra House Cafe'ye vardık.. Hiç mola vermeden geri yürüdük ve vapura bindik.. Enteresan bir şekilde yokuş yukarı çıkarken ben hiç yorulmadım.. Her şey güzeldi.. Ama iş inmeye gelince tam bir işkenceye dönüştü. Topuklu ayakkabılarla yokuş inmek gibi :)


Teslimata gidiyoruz biz:)
İstanbul yokuşlarııı :)

Yokuş aşağı inemeyen ben :)

Dönüşte balıklarımızı da alıp akşam yemeği için tekrar yengem ve çocukların yanına gittik.. Tabi eve gittiğim anda uyuyakalmışım, yemek hazırlama kısmı Murat ve yengeme kaldı:) Yorucu olsa da o uzun yürüyüş bana çok iyi geldi, ne siyatik ağrısı kaldı ne de bel.. Sanırım ara sıra böyle yürüyüşlere ihtiyacım olacak bundan sonra.. 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Profilo KuruMax ile Evde Meyve Kurusu Deneyimi

Ürün Denemeleri - Heyner Capsula Multifix Aero (9-36kg) Oto Koltuğu

40. Hafta - Bitmeyen Gebelik yapmışlar =)