Bebek Konferansı 2016

Uzun zamandır takip edip uzak diye katılamayacağım diye üzüldüğüm bir programdı aslında Bebek Konferansı. Çünkü Mercanla gezmek artık eskisi kadar kolay değil; toplu taşıma ile çok zorlanıyoruz. Daha da ötesi konferansa bebekle katılım yoktu... Ben böyle düşünüp umudu kaybetmişken Pazartesi günü çalan telefonla her şey değişti: arayan Şebnem Çavuşoğlu idi. Yani Hayaller Fabrikası Ajans Başkanı; konferans moderatörü.. Davet böyle bir yerden gelince artık ne olursa olsun o toplantıya gidilmeliydi ve şartları zorladım. Sağ olsun eşim destek olup işlerini ayarladı ve birlikte gittik; o Mercan ile baba-kız günü geçirdi ben de konferansın ikinci yarısına da olsa katıldım. Öncesini de yol boyunca web sitesi üzerinden canlı yayınla takip ettim.

Genel olarak "ilk 1000 gün" denen kavram aslında insan hayatında bir çok şeyin şekillendiği dönem: beslenme alışkanlıklarından, ruhsal yapımıza, karakter özelliklerimize ve yaşayacağımız sağlık problemlerine kadar.. Bu yüzden ebeveynlerin özellikle dikkat etmeleri gereken bir dönem. Yaklaşık ilk 3 yaş diyebileceğimiz bu gelişim dönemi içerisinde yapılacak hatalar; ileriki yaşlarda çocuklarımızın hayatında daha büyük sorunlara yol açabilir..

Şebnem Çavuşoğlu (Bebek Konferansı 2016)

Konferansta alanında uzman bir çok konuşmacıyı dinleme; bilgi edinme fırsatı bulduk.
Konu ve konuşmacıların listesi şu şekildeydi:
* Prenatal (Gebelik) döneminin bebeğin ilk 1000 gününe etkileri - Dr. Birgül Karakoç
* Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde aile destekli yaklaşım - Hem. Arzu Kamas
* Hayatın ilk 1000 gününde annelerin sık sorduğu sorular - Prof. Dr. İlknur Kılıç & Dr. Günay Ermergen
* Anne baba mizacının bebeğe etkileri - Pdg. Yaprak Veziroğlu
* hepsiburada.com ile İlk 1000 Günde Anne & Baba Olmak - Özgür Poyrazoğlu Moderatörlüğü'nde; panelister ile...
* İlk 1000 Gün Beslenmesinin Sonraki Yaşama Etkileri - Dr. Yalım Üner
* Aşıların Değeri ve Önemi - Prof.Dr. Nuran Salman

* Bebeğini Doğru Besle - Ender Saraç

* DorInsight Bebek Konferansı Araştırma Sonuçları - Ömer Eren

* Bebek ve Küçük Çocuk Beslenmesinde Organik'in Önemi - Mustafa Karık

* Gelecekte Hepimizin Kök Hücreye İhtiyacı Olabilir - Serdar Burku

* Türkiye Emzirme Araştırması Sonuçları - Derya İşçioğlu

* Ten Tene Temas - Pınar Şenyüz Mallı

* İlk 1000 Günde e-ticaret - Özge Aksu Tatlıcı

* İlk 1000 Günde Spor ve Hareket - Ebru Karaduman

* İş Dünyası’nda İlk 1000 Gün - Sanem Oktar Moderatörlüğü'nde; panelister ile...

(www.bebekkonferansi.com web sitesinden alıntıdır)

Hepsi birbirinden değerli bilgileri bizlerle paylaştılar. Bir kez daha teşekkür etmek isterim.
Konferans boyunca benim aldığım notlar ise şu şekildeydi;

-Öncelikle sağlıklı doğum ile ilgili bilgiler aldık. Doğumun sağlıklı olabilmesi için önemli noktalar var. Bunlar: Öncelikle vanijal doğum. Eğer bu konuda bir sıkıntı var ise de sezaryen operasyonuna doğum başladıktan sonra geçilmesi. Ten tene temas ve kordon bağının geç kesilmesi. Bunlar bebeğim fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı olabilmesi için önem taşıyor.

-Adını yeni öğrendiğim diğer bir kavram "kanguru bakımı" yani Prematüre Bebeklere uygulanan bir "ten tene temas" uygulaması.

Bu bakımda;

Anne bebek yanında rahat bir koltuğa oturtulup önü açık bir giysi giydirilir.
Bebeğin üzerinde sadece bezi kalacak şekilde çıplak olarak annesinin göğsüne yüz üstü yatırılıp anne sıcaklığını ve kokusunu hissetmesi sağlanır. Üstüne bir battaniye örtülerek bu şekilde anne ile bağ kurması desteklenir.
30 dk ile başlanıp zamanla süresi uzatılır.
Bu bakımın uygulandığı prematüre bebeklerin gelişiminde ciddi bir ilerleme olduğu; bebeklerin kilo alımının olumlu etkilendiği, anne sütü alımının arttığı gözlemlenmiştir. ( Günde yaklaşık 50 dk kanguru bakımı yapılan bebeklerin diğerlerine oranla 8 kat daha fazla emerek, daha fazla anne sütü aldıkları görülmüştür)
Ayrıca kanguru bakımı ile; solunum durması, kalp atımı hızlanması gibi problemlerde de azalma görülüyor. Anne ve bebeğin daha az strese maruz kaldığı da diğer bir gerçek.

- Bunun da öncesinde; hamilelik döneminde beslenme ve yaşam tarzı da bebek için büyük önem taşıyor. Bebeğimizi beslemeye aslında anne karnında başlıyoruz ve bu yüzden hamilelik döneminde dikkat etmeye başlamamız gerekiyor. Bu yalnızca; alkol, sigara veya asitli içecek vs. değil; şeker, karbonhidrat alımıyla da ilgili. Bebeklerimizi şekerle anne karnında tanıştırıyor olmamız da ileri dönemde sağlığını riske atmamız anlamına geliyor. Bu yüzden hayatımız boyunca olduğu gibi gebelik döneminde de dengeli ve sağlıklı beslenmeye özen göstermek gerektiğinin altı çizildi.

- Bebeğin doğumundan itibaren aşıların önemi ve takip edilmesi gerektiği ayrıca belirtilmiş ki ben o kısmı kaçırdım maalesef :(

- Konferans boyunca en çok üstünde durulan konu: Anne sütünün önemi ve ek gıdalara erken başlanmasının riskleri idi. Buna göre;

İlk 6 ay sadece anne sütü. (Bebeğin beslenmesinin %100 ü)
6-9 aylık geçiş döneminde yine ağırlıklı olarak anne sütü ( Beslenmenin %65-75'i)
9-12 aylık yetişkin tipi beslenmeye geçiş döneminde ise hala anne sütü aktif olarak rol alıyor(Beslenmenin (%50-65'i)
Mutfakta hazırlanan, anne sütünün yerini alabilecek hiç bir besinin olmadığı özellikle vurgulanırken; ek gıdalara erken geçilmesi bebeklerin alerji ve bir çok hastalıkla karşılaşma riskini arttırdığı belirtildi.
Sağlık bakanlığından alınan bilgiler ile annelerin yaptığı bazı hatalar işlendi; "3 aylıkken çorba vermeye başlamak" "Emziği almıyor diye bal veya pekmeze batırmak" "Daha kilolu olması için 6 aydan küçük bebeklere muhallebi vb ek gıda vermek" gibi..
Söz konusu anne sütü olunca emzirme ile ilgili yapılan araştırmalar da işlendi.
Annelerin sıklıkla karşılaştığı problemler, işin psikolojik boyutunun ve hormonların önemi konuşuldu. Bu konuda özellikle doğumda ten tene temasın etkisi gerçekten çok büyük görünüyor. Hem bebeği hem de anne için emzirme süreci bu şekilde daha rahat gerçekleşebiliyor. Anne sütü bebek emdikçe çoğalıyor bu bir gerçek; ancak annenin de bu konuda kararlı ve rahat hissetmesi de önemli. Bu hormonların salgılanabilmesinde annenin ruhsal durumunun büyük etkisi var..
Anne sütü bazı durumlarda gerçekten yetersiz olabilir hatta bazen hiç üretilmeyebilir. Bu durumlarda ise ilk 6 ay yine ek gıda değil formül sütler doktor kontrolü ile verilmelidir. Araştırmalar annelerin %49'unun doktor yönlendirmesi ile formül mama kullandığını ortaya çıkarmış. Yani buna göre %50den fazla bir oranda anne buna kendi karar veriyor; veya çevrenin etkisinde kalıp buna yöneliyor.
Bu arada: Sponsorlar mama firmalarıydı ancak formül mamalar hakkında bir konuşmaya ben şahit olmadım.

Dr. Ender Saraç - Emziren Anne ve Bebeklerde Beslenme ( Bebek Konferansı 2016)

- Bebek beslenmesinde katkısız ve organik gıdaların önemi diğer önemli konulardan biriydi. Özellikle 6-12 ay arası bebeklerin katı gıdalarla yeni tanıştığı dönem büyük önem taşımakta:

Bebek ve çocukların şeker, tuz, asitli içecekler vb ile erken dönemde tanıştırılması; tat reseptörlerini aşırı uyardığından damak tadı oluşumunda olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Yani bebeğe erkenden şeker, çikolata, tuzlu yiyecekler verildiğinde sebze, meyve, yoğurt gibi yiyecekleri reddetmesi kaçınılmaz oluyor.
Dr.Ender SARAÇ; "Bebeğine ve çocuğuna Şeker, beyaz un, Aşırı tuz, ketçap ,mayonez gibi katkılı ürünler, ağır kızartmalar, her türlü asitli içecek veya paketli hazır gıdalar veren her kimse; çocuğa en büyük kötülüğü yapmaktadır" diye belirtti.
0-2 yaş arası; yağ dokularının oluştuğu dönem olduğundan bu dönemde bebek ne kadar sağlıksız gıda ile tanışırsa, obezite veya diğer bir çok hastalığa o kadar yatkın olacak anlamına geliyor. Bebeğe şeker veya beyaz un gibi gıdaları vererek daha fazla yağ dokusu oluşturmasına sebep oluyor; ömrü boyunca bununla mücadele etmek zorunda bırakıyoruz.
Obezite, şeker, kolesterol veya tansiyon gibi hastalıkların bebek beslenmesi ile doğru orantısı olduğunu; bunun da hamilelik döneminde annenin beslenmesi ile başladığı bahsedildi.
Önceki nesil erkeklerde sperm sayısı 100 milyon civarı iken günümüzde bu rakamın 15 milyona kadar düştüğü; bunun da yine tükettiğimiz besinler ve sağlıklı yaşam sürdüremiyor olmamızla ilgili olduğu konuşuldu.
GDO'lu besinlerin artık her yerde karşımıza çıktığı; örneğin bir çok yiyecekte gördüğümüz "Lesitin"in GDO'lu soya olduğunu; neredeyse her paketli üründe bulunan mısır ve glikoz şuruplarına dikkat edilmesi ve tüketilmemesi gerektiği vurgulandı.

- Üstünde durulan diğer bir konu bebek alışverişi ve annelerin bu konudaki tercihleri hakkında yapılan araştırmaları içeriyordu. Bu kısımda aklımda kalan en çarpıcı cümle:

"Bebekler için ilk 1000 gün yapılan alışverişin yaklaşık 16,700 TL olduğu" ve buna hastane masraflarının dahil olmamasıydı!" (Tabii benim gibi yeğenlerinden kalanlarla bebek büyütenleri ilgilendirmeyen rakamlar bunlar :) )

Gebbe Pınar - Ten Tene Temas ( Bebek Konferansı 2016)

- Ten tene temas konusunu ise; sevgili Pınar MALLI nam-ı diğer Gebbe Pınar tarafından keyifli bir sunumla izledik. Ten tene temas hem anne hem de bebek için muhteşem bir deneyim ve ilerleyen gelişim dönemleri için çok sağlam bir temel oluşmasını sağlıyor. Anne bebek arasındaki bağın muazzam gücü ile anne sütü de artıyor; emzirme kolaylaşıyor. Bebekte ve annede stres azalıyor hatta bu deneyimi yaşayan annelerde lohusa hüznünün de daha az görüldüğü belirtiliyor. Bebeğin doğduğu anda; henüz kordonu kesilmeden annenin çıplak karnı veya göğsü üzerine yatırılması ile gerçekleşen bu uygulamanın; sezaryen doğumlarda da yapılması mümkün diye belirtiliyor. Üşümemesi için üstü ısıtılmış bir havlu ile örtülen bebek; doğumun ardından en güvende olduğu yerde ve kokuyla baş başa buluyor kendini.. ve çoğu zaman da emmek için kendisi memeye doğru yöneliyor..

Ancak bunun yaygınlaşabilmesi için annelerin bunu talep etmesi önemli..

- Ebru Karaduman ile ilk 1000 günde egzersiz konulu sunuma hep birlikte ayağa kalkıp birkaç ısınma hareketi yaparak başladık:) 2 dk hareket etmek bile nasıl iyi geliyor insana; spor ve egzersizi hem kendi hayatımızdan hem de çocuklarımızdan uzak tutmamamız gerek.. Hareket ettikçe insanın daha dirençli; daha dinç olduğu bir gerçek. Hamilelik ve doğum sonrası döneminde de egzersiz yapılabilir: ancak mutlaka doktora danışmak gerekli.

- Son oturum ise ilk 1000 gün ve çalışma hayatı hakkındaydı.. Çalışan annelerin emzirme durumları, işi bırakmak zorunda kalma durumu ve anne olarak çalışmanın avantaj&dezavantajlarından bahsedildi. Bu noktada değinilen başka bir konu ise bebek bakımını yalnızca annenin işi olarak görmemek; anne ve baba olarak bunun eşit olarak paylaşılması gerektiği idi. Bazen bu durumu biz anneler kendimiz de yaratıyor olabiliyoruz; "sen bırak, dur öyle yapma ben yaparım" diyerek bebek bakımından uzaklaştırdığımız babalar haliyle konudan biraz uzaklaşıyorlar.. Baştan itibaren anne ve baba tarafından eşit ilgi gören bebeklerin psikolojik gelişimlerinin de daha olumlu olduğu gözlemlenmiş..

Ailemizle Tv ile Röportaj Sırasında (Bebek Konferansı 2016)

Genel olarak aklımda kalan noktalar bunlardı. Konferansın canlı olarak web sitesinden izlenebiliyor olması çok doğru bir uygulama olmuş. Bu tarz panellerin mümkün olduğunca çok ebeveyne ulaşması bence çok önemli. Bunu gerçekleştiren ailemizletv ekibi ile de kısa bir röportaj gerçekleştirdik:) Hem de ailece.

Konferans sonuna doğru elbette Murat ve Mercan da bana katıldı, onlarsız olmaz. Çok büyük bir boşluk hissettim bugün Mercan olmayınca.. Ama artık büyüdüğünü ve arada bir ayrı kalabileceğimizi kabul etmem gerekecek sanırım :)

Böyle toplantıların diğer bir güzel yanı ise tabii dostlarla karşılaşıp sohbet etme imkanı :) Gebbe Pınar ile sosyal medya üzerinden devam eden tanışıklığımızı sonunda gerçek hayata da taşıdık :)

Gebbe Pınar ile ( Bebek Konferansı 2016)

Orhan Meriç - Gün Yayıncılık ( Bebek Konferansı 2016)

Mehmet Ustaoğlu (Bebek Konferansı 2016)

Ee tabii konferans sonu tam iş saatine denk gelince biraz oyalanıp öyle çıktık yola :) Fotoğrafta Boba içinde olduğuna bakmayın; uyuduğu için almıştım kucağıma :) Bu fotonun hemen ardından bütün Zorlu Center'ı talan etti kendileri :D