21. Hafta - Biri beni durdursunn

Benim için yeterince yoğun geçen bir haftayı geride bıraktık.. Özellikle "ayakta kalma" sınırlarımı yeterince zorladığımı ve kendimi yeterince yorduğumu düşünüyorum bu hafta:)

21 Haftalık halimle ben :)

Üniversiteden sonra herkesin iş güç derken yolları ayrılır, ayrı şehirlere yerleşilir, yıllar sonra bir gün tesadüfen ya da bilerek bir yerde tekrar denk gelinir ya... Bu hafta benim için tam bir geçmişe yolculuk oldu:) Üniversiteden 3 ayrı sınıf arkadaşımla bu hafta içerisinde görüşme şansı buldum.. Dördüncüyü de zorladık ama, işi olduğundan ve ben geç haber verdiğimden görüşemedik.

İlk olarak geçtiğimiz hafta sonu konservatuvardan sınıf arkadaşım Hasan ve kız arkadaşı Gonca ile vakit geçirdik. Muratla beraber hafta sonu Tuzla'da programları vardı, bu bahaneyle Hasan'ı cumartesi günü bizde kalmaya ikna ettik:) Pazar günü de programa Gonca ve ben de izleyici olarak katıldık. Bu sayede Mercan babasını ilk kez sahneden dinlemiş oldu :) Attığı tekmelerin ardı arkası kesilmedi onlar çaldıkça. Neden bilmiyorum ama müzik sesi duyunca daha bir hareketlenir oldu bizim kız. Artık rahatsız mı oluyor, hoşuna mı gidiyor, onu doğduktan sonra anlayacağız:) 

Bol bol anılardan bahsettiğimiz keyifli bir hafta sonu geçirdik.
Üniversiteden sınıf arkadaşım Hasan ve kız arkadaşı Gonca ile
Salı günü "detaylı ultrason" randevumuza gittik. Maşallah her şey yolunda, hatta doktorun deyimiyle "dolu dolu, çok güzel gelişmiş" bebeğimiz:) Bütün organları incelendi, dinlendi sorun görülmedi şükürler olsun ki.. Tabi ben en çok şu "dolu dolu" kelimesine takıldım:) Balık etli mi olacak nedir?:)

Önceki haftalarda yazdım mı hatırlamıyorum ama, bir süredir canım "mıhlama" istiyor ve bir türlü gidip yiyecek yer bulamıyordum.. Bir yere gidip yemek zor geldi desem daha doğru olur aslında:) Baktım böyle olmayacak,kendim yapmaya karar verdim en sonunda.. Hazır Murat da balkondan bisikletleri çıkarmış, toparlamış.. Mıhlama yapıp balkonda serin serin yemenin tam günüdür deyip işe koyuldum. Daha önce de bir mıhlama denemem olmuştu ama sonuç felaketti:) Bildiğimiz un helvası kıvamındaydı, zar zor yemiştik.. Bu sefer ayıp olmasın şunun tarifine bir bakayım dedim ve ona göre yaptım.. Tarife bakmasam ben o 100 gr tereyağını hayatta koymazdım! Ellerim titriyor o kadar yağı tavaya koyarken:) Neyse ki sonuç güzel oldu. Yanına da karpuzumuzu kestik, bir de peynir.. Daha ne olsun:) Abim de bizimleydi, balkonun keyfini çıkardık.


Mıhlama ile balkon keyfimiz:)

Perşembe günü haftanın "en hamile" günüydü:D Konservatuvardan diğer bir sınıf arkadaşım olan Didem'le birlikte bebek alışverişine çıktık. Aramızda 5 hafta var, o artık kızı "Ayşe Nil" için alış verişlere başladı tabii:) Bende yeğenlerimden kalma çok fazla eşya olduğu için daha rahat davranıyorum. Şu an bile neredeyse her şeyim hazır, bir iki eksiğimi tamamlayacağım. Onun için de annemin Eylül'de buraya gelmesini bekleyeceğiz.. Perşembe günü işe gitmedim ve sabah Didem'le telefonda konuşup öğlen sıcağını atlatıp 3'te buluşmak için sözleştik.. Alış veriş sonrası tekrar bize dönüp birlikte iftar yapmaya karar vermiştik. Akşamdan zeytinyağlı dolmamı, çorbamı, kabak salatamı hazırlamış olan ben sabah kalkıp kahvaltı ettikten sonra sıkıldım tabii.. Başladım ortalığı toplamaya. Ne zorum var bilmiyorum ama akşam temizlediğim banyoyu bile tekrar yıkarken buldum kendimi:) Koltukları çekip tekrar arkalarını süpür, fazla olan eşyaları kaldır, mutfağı tekrar topla derken 12'den 3'e kadar bir türlü oturamadım..Didem gelince de dışarı çıktım, bebek kıyafetleri arasında mest olunca 3'ten 7'ye kadar da öyle ayakta kaldım.. Eve geldiğimiz gibi tekrar mutfağa giriştim, Didem de sağ olsun yardım etti. Öyle böyle derken saat 9'da sonunda oturabildim:D Yemek yiyecek olmasak ben hala oturmuyor olurdum, ki yemek bittiği anda yine başladım gezinmeye.. Didem ve Murat gitar klarnet çaldılar, Savaş onları kamerayla çekti. Görüntülere de bakınca tekrar anladım ki ben evin içinde sürekli geziniyorum :) Çay yap, kahve getir, dondurma getir, peçete, tuvalet vs. vs. derken.. Yerinde duramayan bir tip :) 8 saat sürekli ayakta kalıp diğer saatlerde de otur-kalk halinde olunca benim bünye artık tepki vermeye başladı tabii ki. En son hatırladığım sağ bacağıma giren ağrı ve yürüyemeyişimdi. Gece de bel ağrısından uyumakta çok zorlandım.. Neden yapıyorum bunu kendime bilmiyorum ama ders alacak gibi de görünmüyorum..

Kadıköy-Karaköy vapurunda biz


Aradan bir gün geçti ve Cumartesi günü yine yollara düştük. Bu sefer Taksim-Tünel'e Murat'ın klarnetini değiştirmek için gitmemiz gerekiyordu. Sabah kalktığımızda güzel bir sürpriz yaparak yağmurlu hava karşıladı bizi. Ama artık yapacak bir şey yoktu, o klarnet bugün gidip değiştirilecek dedik ve pes etmedik:) Hazır Taksim taraflarına gidiyorken işin içine bir görüşme eklemezsem olmaz dedim ve yine okul arkadaşlarımdan Mesut'a haber verdik. Zaten nişanlısı Müge ile de uzun zamandır tanışmak istiyordum, doğurmadan bir görüşelim istedim.. Taksim'e vardığımızda saat 2'ye geliyordu, Murat klarnetini seçti, pazarlık vs derken yaklaşık 1 saat dükkanda vakit geçirdikten sonra başladık yürümeye.. Mesut'un keman öğrencileri gelmiş, dersi var. Onu beklerken biz de biraz İstiklal'de yürüyelim dedik.. Yağmur çamur demeden devam eden yürüyüşümüz 3 saat sonra benim yorulmamla Mado' da son buldu.. Tabii bende yine bir bel ağrısı:) Biraz dinlenip kendimize geldikten sonra Mesut ve nişanlısı Müge ile buluştuk. Yemek yedik, sohbet ettik. Yine bol bol geçmişten bahsedildi:) Zaten özlemişiz birbirimizi, bu buluşma iyi geldi.

Sınıf arkadaşım Mesut ve nişanlısı Müge ile
Sonuç: Yine günün sonunda her yeri ağrıyan ve uyuyamayan bir Merve :)

Haftanın son günü tatil için son hazırlıkları tamamlamamız gerekiyordu. Abim de bize gelmiş, kahvaltıdan sonra balıklara seyahat yemi almak için çıkmıştık ki; kalabalıktan mı sıcaktan mı bilmiyorum neredeyse bayılacaktım 1 saatlik yürüyüşün sonunda:/ Sanırım artık bünye tepki veriyordu. Şekerim düştü, soğuk terler atarak zar zor börekçide aldım soluğu.. Hemen orada yarım bardak limonatayı içip kendime anca gelebildim. Sonrasında eve dönüp yemek yediğim gibi uyumuşum zaten.. 

Yorucu ama bir o kadar güzel bir haftaydı. Eski dostlarla vakit geçirmek iyi geldi. Herkeste ayrı bir telaş; Birisi bizim gibi bebek bekliyor, diğerleri evlilik arifesinde... Umarım onlar için de güzel bir "mola" olmuştur bu görüşmeler:) 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Profilo KuruMax ile Evde Meyve Kurusu Deneyimi

Ürün Denemeleri - Heyner Capsula Multifix Aero (9-36kg) Oto Koltuğu

40. Hafta - Bitmeyen Gebelik yapmışlar =)